SINAV KAYGISI NEDİR? KAYGIYLA NASIL BAŞEDEBİLİRİZ?

Sınav başladığında, yani sınav sonucu kişiliğin değeri olarak algılandığında durum öyle bir hal alır ki başarılı olan bir kişi başarısını(ona göre kişilik değerini) kaybetme, başarısız olma olasılığından ötürü kaygı duyar. Yani kişiliğimizin değerli veya değersiz olabileceği ve bu değerin sınavın sonucunda belirleneceği gibi yanılgılı bir inanca kendimizi kaptırmışsak kaygı bizi kıskacına almış demektir.

Çünkü başarılı performanslarda bulunmuş,  kişilik değerimiz artmış ve herkes bizi alkışlamış, değer vermişse bile kazandığımız değeri kaybetme olasılığını düşünerek hep kaygıyla yaşayacağız demektir.

Kendimize başarılı-başarısız, sevilen-sevilmeyen, becerikli-beceriksiz, değerli-değersiz gibi toptancı değer yargıları yüklüyorsak üstelik bunları sınavdaki performansımıza bağlı olarak kazandığımıza inanıyorsak sınav kaygısı ile dolu bir yaşam tarzı seçmişiz demektir. İş bununla da kalmaz, kişilik değerimizi bir sınavın sonucuna göre elde etme, koruma çabaları kaygının yanı sıra öfke karamsarlık, kötümserlik, başkalarını ve kendimizi suçlama, kaçma, kaçınma sahip olduğumuz yetenekleri kullanamama gibi bir sürü başka duygu durumları da gündeme getirebilir.

Aklımızda sürekli “Ya başarılı olamazsam, ya beceremezsem?” sorusu dönüp dolaşacaktır. Bu duyguya kapıldığımızda onu doğuran olayı değiştiremiyorsak, ancak olay hakkındaki duygularımızı değiştirerek duygularımızı değiştirebiliriz. Yani sınav kaygısı yaşıyorsak sınavı ortadan kaldıramayacağımıza göre sınav kaygımızı engellemek için sınav hakkındaki düşünce ve inançlarımızı değiştirmeliyiz.

Sonuç olarak sınav kaygısı öğrene geldiğimiz, bize empoze edilen, akılcı ve gerçekçi olmayan  bir inanış ya da düşünce kalıbının ürünüdür.

Unutmayalım ki bu düşünce kalıbını değiştirmek tamamen sizlere bağlıdır.***

KAYGIYLA NASIL BAŞEDEBİLİRİZ?
Kaygıyla baş etme derken, sınav ve sınanma durumlarında aşırı bir rahatlık ve  gevşeme kesinlikle kastedilmemektedir. Pek tabidir ki, sınav ve sınanma durumlarında bir konuyla ilgili yeteneğimizin ve bilgimizin değerlendirilmesi söz konusudur. Performansımıza verilen değere göre, kendimiz için saptamış olduğumuz amaçlara ya hemen ulaşmak ya da bir başka sefere ertelemek söz konusu olabilecektir. Bu açıdan bakıldığında, performansımızı elimizden geldiğince az hatayla tamamlamak ve bunun içinde temkinli bir duygu halinde olmak son derece olağan ve gerçekçi olacaktır. Bu tedbirli ve temkinli duygu halini kaygı ile karıştırmamak gerekir. Amacımız performans ortamlarında, kaygımızı temkinli bir duyguya dönüştürme ya da temkinliliği kaygı düzeylerine çıkarmama yeteneğini kazandırmaktır. Ama performans durumlarında elde edilen başarısızlıklar karşısında umursamazlık ya da kayıtsızlık geliştirmek. Ya da başarısızlığın önemsiz olduğunu kabullenmek hiç değildir. Aksine, başarısızlıklarımızın sonrasında, performansımızın başarısızlığın nedenlerini olağan bir hayal kırıklığı ile belki, araştırmaya çalışmaktır. Başarılı bir performansın nedenlerini araştırmasını yapabildiğimiz gibi, başarısız bir performansın nedenlerini araştırabilme cesaretini kazanabilmeliyiz. Eğer burada amaç, kaygımızı temkinli bir duyguya dönüştürme yeteneğini kazanmaksa o zaman kaygımızı en aza indirgeyebilmek için şu ilkeleri çok iyi öğrenmemiz ve uygulayabilmemiz gerekmektedir.

1. İlke   : Kaygıyı oluşturan nedenlerin değiştirilmesi

2. İlke   : Kaygıyı farklı açıdan tanıma

3. İlke   : Düşünsel düzenleme

4. İlke   : Resimsel düzenleme

SINAV KAYGISIYLA BAŞA ÇIKABİLİRSİNİZ

Öncelikle belirli bir düzeydeki kaygının, doğal ve motive olmak için gerekli olduğunu bilin. Ancak çalışmalara engel olacak düzeyde aşırı kaygı, ilgilenilmesi gereken bir durumdur.

Aşağıdaki önerilerin işinizi kolaylaştıracağını umuyorum:

Sınavı kişiliğinizin ölçüsü olarak görmeyin.

Hayatta herkesin ulaşmak istediği hedefler vardır.

Üniversite, bu hedeflerden bazlarına ulaşmak için kullandığımız araçlardan biridir. Üniversiteye girmekle bütün hedeflere ulaşılamayacağı gibi, girememek de başka hedeflere ulaşamamak demek değildir.

Herkesin yetenekleri ve kapasitesi farklıdır.

Ailenizin beklentileri ve zorlamaları sadece sizi teşvik etmek içindir.

Öğrendiklerini artırmak için gayret gösteren ve düzenli çalışan bir kişi iseniz, sınav sorularını  çözmek size zor gelmez.

Hazırlıklarınızın yeterli olmadığını düşünüp oflayıp puflayan bir kişi iseniz, kendinize acımayı bir kenara bırakıp geç kaldığınızı düşünmeden harekete geçin

Yapamadıklarınızı düşünüp hayıflanmak size bir fayda sağlamayacağı gibi, bildiklerinizi yapmanızı da engelleyecektir. Bir soru bile fazla çözseniz, yüzlerce kişiyi geride bırakacağınızı unutmayın

“Hiçbir şey bilmiyorum. Ya sınavda her şeyi unutursam!” gibi düşünceler için endişelenmeyin.

Sınav başlayınca, dikkatinizi sorulara yönlendireceğiniz için zihniniz ve bedeniniz ortama uyum sağlayacaktır.

Yeteri kadar oksijen alınırsa daha net düşünülür ve çalışılabilir.

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: