Mutluluğun bir formülü daha var: Açıklıyorum!

Seçenekleri azalt!

Evet, yanlış okumadınız, seçeneklerinizi azaltın!

Kaç ayakkabınız var?

Kaç şampuan türü banyonuzda mevcut?

Evde kaç kumandanız var? (Bakın bu önemli bir konu. Örneğin; bizim evde sorun yaratıyor)

Hiç, reçel standı önünde dakikalar harcayıp kararsız kaldığınızda ‘neyse şeker zararlı, şimdi yapay gıda almayayım.’ diye vazgeçtiğiniz oldu mu?

Bir sürü seçenek arasında sürekli düşünerek kararsızlıktan sıkışıp kalıp sonra da vazgeçtiğiniz oldu mu?

Banyo dolabınızda kaç krem, temizleme ürünü, koku vs var ve kaçını sürekli kullanıyorsunuz?

Bu yazıyı yazdığım gün itibari ile herkes bayram yolculuğuna çıkmışken yanınızda kaç bavul var ve hangileri kullanılmadan geri getirilecek?

Aynı anda kaç tane işi yapmaya uğraşıyorsunuz?

Bir ürün alırsınız farklı özelliği olan üst modeli çıkar, aynı ürünün farklı bir markada artı özelliği olduğunu öğrenip onu değil de diğerini aldığınız için mutsuz olursunuz.

Bir telefon alırsınız ertesi gün başka özelliği olan telefon çıkar ve elinizdeki size yetersiz görünmeye başlar. Bu böyle sürüp gider ve insanoğlu seçenekleri arasında sıkışıp kalır.

Seçimlerin Paradoksu:

Bu konu ile ilgili Psikolog Mark Lepper ve Sheena Iyengar bir markette deney yapmışlar. Markette çeşitli reçel ürünlerini müşterilerin tatmalarını sağlamışlar. Bazı günler 6 çeşit reçel ikram etmişler bazı günler 24 çeşit. Deney sonunda, 6 çeşit ürün sunulduğu gün reçel satışı daha fazla olmuş. Çok çeşit ürün sunulduğunda seçim yapmak için daha fazla düşünmesi gereken müşterilerin ürünü alma oranı azalmış.

Deneyde gösteriyor ki seçenekleri azalttığımızda karar verip eyleme geçmek kolaylaşıyor. Eylemde olmak ise insanın mutluluğunun püf noktasıdır.

Bu deneyi hayatın içinde her türlü karar aşamalarına uyarlayabiliriz. Seçenekleri azaltmak karar vermeyi kolaylaştıracağı gibi bu aşamada geçen süreyi ve enerjiyi farklı eylemlere harcayıp mutluluk hissini arttırabilirsiniz.

Sevgilerimle