Bu bölümde yazacaklarım fazlasıyla kişisel deneyimlere dayanmaktadır. Oğlum ve kızım henüz 24 aylarını doldurmadan kreşe başladılar. Öncelikle haftanın 3 günü 2 saat gittiler bahçede oyun oynadılar sonra sınıflarda etkinliklere katıldılar. Okulda kalma süreleri günden güne arttı. Belki bu sebeple belki yaşlarının küçük olması belki de bizlerin okul konusunda çocuklara verdiğimiz olumlu mesajlar nedeni ile uyum sorunu yaşamadık.
Okul seçerken (öyle çok araştırma yapmadığımı belirteyim) yakın olması ilk kriterimdi. Sonrasında okula devam eden velilerin tecrübelerini dinledim ki bu veliler çalıştığım kurumdaki öğretmen arkadaşlarımdı. Özel kreşlerde kurum sahibinin alanında donanımlı olması ve tüm gün kurumda bulunması bir diğer kriterimdi. Öğretmeninin yeterliliği, öğrenciye kullandığı dil ve en önemlisi çocuğumun öğretmenini sevmesi gibi konulara dikkat ettim. Faaliyetler, kurslar asıl önemli olanın bunlar olamadığını düşünüyorum. Bunları nasılsa zamanı geldiğinde öğrenecek, yapacak. Asıl önemli olanın grup içinde kendini var edebilmesi, isteklerini ifade edebilme becerisini kazanması, yaşıtlarıya vakit geçirerek sosyalleşmesi ve tabi bunları yaparken mutlu olmasını daha çok önemsiyorum. Şuan için sorun yaşamıyoruz.
Ancak zaman zaman gelgitler yaşamıyor değiliz. Bir öğretmenin uyku ya da tuvalet esnasında sergilediği tavır çocuğun okuldan soğumasına neden olabiliyor. Bu durumları iyi gözlemleyip tahlil ederek okulla iletişime geçmek sorunun büyümesini engellemesi açısından önemli.
Tabiki okulun hijyen durumu, fiziki donanımı, sınıftaki öğrenci sayısı diğer önemli kriterler arasında bulunmaktadır. Bunlar velinin beklentisine ve bu koşullara verdiği önem derecesine göre değişiklik gösterir.
Eğitim programının içeriği çocuğun yaşına uygun oluşu da diğer önemli noktalardan biri.
Tüm ebeveynlerin birleşeceği ortak nokta çocuğunun mutlu olması kriteri ise en önemlisi bence..
Mutlu Çocuklar yetiştirmek dileğiyle….
Dilek SÖYLEMEZ
Psikolojik Danışman