KONUŞMA YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN ÖĞRETMENE ÖNERİLER

Konuşma; insanoğlunun günlük yaşamında çok önemli bir yeri olan bir beceridir. Günlük yaşantımızın büyük bir kısmını uyku dışında konuşarak, konuşanı dinleyerek geçiririz. Konuşma, kişinin kendisi ve çevresiyle dengeli ilişki kurma ve sürdürmesine yarayan, geleneksel sembollerin yer aldığı tüm bedensel tepkiye dayanan bir iletişim sistemidir.
Konuşma, doğuştan getirilemeyen sonradan kazanılamayan bir beceridir. Öğrenmeyi etkileyen etmenler konuşmanın öğrenilmesini de etkiler. Konuşmanın öğrenilmesi, pekiştirilmesi ve geliştirilmesi belirli bir olgunluğa erişmeye; alıştırma fırsatı bulabilmeye, yeterince güdülenmeye ve rehberlik edilmesine bağlıdır.

KONUŞMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1- Çocukla ilgili etmenler:

Zeka: Zihin yeteneği ile dil yeteneği arasında olumlu bir ilişki vardır. Konuşma geriliği ile zeka geriliği arasında bir ilişki vardır.

İşitme: İşitme konuşmanın kazanılmasında önemlidir. İnsan konuşma dilinin seslerini duya duya ses algısını geliştirir. Algılanan seslerin öykünmesi de konuşma seslerinin çıkarılması olur. Bireyin işitmesi özürlü olursa bundan ses algısı etkilenir.

Sağlık: Ağır ve uzun süren hastalıklar; çocuğun her türlü gelişimini zayıflatır, bazen de durdurur. Konuşma gelişim dönemlerinde uzun süren ve ağır geçen hastalıklar merkezi sinir sisteminin ve konuşma organlarını etkilediğinden konuşma yetersizliğine neden olur.

İşitme engelli, sinir ve konuşma dizgesi engelli çocuklarla; diş, damak, dil, dudak, boğaz ve bantları sağlıksız ve özürlü olanlarda konuşma yetersizliği meydana gelebilir.

Olgunlaşma:Konuşmanın gelişimi; konuşma mekanizmasının, beynin ve beyindeki birleştirici bölgelerin olgunlaşmasına bağlıdır. Doğuştan ağız boşluğu küçük damak düz, dil küçüktür. Bunlar arasındaki oran normal düzeye erişmeden; çocuk çene ve dil kaslarına hakim olup onları kullanacak olgunluğa erişmeden konuşma seslerini çıkaramaz.

Cinsiyet:Kızlarda konuşma daha erken başladığı ve geliştiği için erkeklere nazaran daha az konuşma engeline rastlanılmaktadır.

Duygusal durum:İlk çocukluk döneminde çocuğun karşılaştığı duygusal güçlükler onun konuşma gelişimini etkiler, hatta geciktirebilir. Bir kardeşin doğumu, ana babanın çocuğu vaktinden önce çalışmaya zorlaması, çocuğun yaşamını sürdürdüğü ve alışık olduğu düzenin değişmesi, fazla korku ve heyecan verici olaylarla karşılaşması gibi pek çok durumlar çocuğu duygusal durumdan etkiler.

Bu etkiler, konuşmanın kazanıldığı dönemde olursa konuşma gelişimini yavaşlatabilir.

Devimsel Uyum Güçlüğü: Konuşmada dudak, çene, dil, damak gibi konuşma organlarının kontrolü ve uyumlu işbirliği önemlidir. Organlarda uyum olmazsa konuşmada özür ve gecikme görülebilir.

2. Çevreyle İlgili Etmenler:

Çevre koşulları çocuğun gelişimine uygun değilse çocuk, konuşmayı kazanamaz. Konuşma gelişimi açısından ilk çevre olarak kabul edilen ailenin durumu, kuralları çocuğun konuşma gelişimini etkiler. Çocuğun ailede tek çocuk olması, ailenin sosyo-ekonomik durumu, eğitim düzeyi, aşırı sevgi ve reddedilme gibi durumlar, çocuğun konuşma gelişimini etkiler.

3. Uyarım, Özendirme ve Güdülendirme:

Bebeklerin çoğu 12-18 aylar arasında konuşma için gerekli olgunluğa erişirler. Bu durumun iyi kullanılması ve değerlendirilmesi gerekir. Bu dönemin verimli geçmesi için çocukta konuşma ihtiyacı meydana getirilmeli, konuşma çabası izlenmeli, başarısı devamlı olarak fark ve takdir edilmelidir.

KONUŞMA YETERSİZLİĞİ
Konuşma yetersizliği; sözel iletişimde farklı düzey ve biçimlerde ortaya çıkan aksaklıklar ve düzensizlikler nedeniyle dili kullanma, konuşmayı öğrenme ve iletişimdeki güçlüklerin, bireyin eğitim performansını ve sosyal uyumunu olumsuz yönde etkilemesi durumudur.

Aşağıda belirtilen maddelerin mevcut olduğu kimseler konuşma yetersizliği bulunan kimseler olarak kabul edilirler.

1. Konuşmanın anlaşılır bir şekilde olmaması.

2. Konuşmanın duyulamaması.

3. Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması.

4. Ritimlerin ve vurguların bozuk oluşu.

5. Dil yönünden (kelime haznesi) yetersizdir.

6. Yaşı ve fiziksel yapısına göre konuşmanın iyi gelişmemiş olması.

KONUŞMA YETERSİZLİĞİNİN NEDENLERİ
Yapısal Nedenler: Bazı konuşma engelleri organsal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar ve sürüp gider. Çenenin yapısı ve devinim yeteneği, dil kaslarının olağan işleyişten yoksun oluşu, dil bağı denilen dil altı bağlantısının dil ucuna kadar uzanması, dudakların yarıklığı, dudakların aşırı kalın ya da ince olması, aşırı gergin dudaklar, dudaklardaki yaralar, dudakların olağan dışı gergin oluşu, damağın çok yüksek ya da düz oluşu, damak yarıklığı, yumuşak damak diye adlandırılan kısmın gerekli yumuşaklıktan yoksun veya felçli olması burunda et oluşu, dişlerin yokluğu ya da bozuk düzende oluşu, işitme kaybı ve beyindeki özür konuşmayı olumsuz yönde etkileyebilir.

Görevsel nedenler: Konuşma organları tam ve sağlam olduğu halde görevini yerine getirmez ya da yanlış görev yaparlar. Bu da konuşmayı özürlü hale getirir. Evde yabancı bir dilin konuşulması, konuşulan dilin kalitesiz oluşu konuşmayı kazanma ve pekiştirme döneminde çocukla ilgilenecek kimsenin olmaması gibi nedenlerden ötürü konuşma organları beklenen konuşma görevini yerine getirmeyi öğrenememiş olabilir.

Ruhsal Nedenler: Çocuğun duygusal bir çatışma içinde olması anne ve babanın uyum sorunları, çocuğun aşırı derede duyarlı olması, çekingen ve utangaç olması konuşmayı etkiler.

KONUŞMA YETERSİZLİĞİ TÜRLERİ

GECİKMİŞ KONUŞMA
Çocuğun konuşması kendi yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır.

Belirtileri: Çocuk normal konuşmaya sahip olmadığı için teşhis daha çok gözlem ve çocuğun yakını yetişkinlerden alınan dolaylı bilgilere dayalı olmak zorundadır.

v Konuşmaları kısıtlıdır. Kısıtlılık hiç konuşmamaktan çok zor anlaşılabilen birkaç sözcük söyleye bilme arasında değişiklik gösterir.

v Kelime dağarcıklarında yetersizlik vardır. Akranlarına kıyasla pek az kelime bilirler. Ben,benim gibi kelimeleri 3 yaş dolaylarında bile tam olarak kullanamazlar.

v Cümle kurmada güçlük ve gecikme vardır. Meramlarını cümle ya da sözle anlatma yerine jest mimik ve diğer işaretleri kullanma yoluyla anlatmayı yeğlerler.

v Başkalarının konuşmalarını dinlemez ve ilgi göstermezler.

v Durmadan çok çabuk ses çıkarırlar. Konuşmaları hızlı ve anlaşılmaz durumdadır.

v İsteklerini, duygularını doğrudan fizik devinimlerle belli ederler. Çoğunlukla insanlara , eşyalara vurmak çarpmak, itmek gibi fizik güçle yapılır.

v Bazıları topluluktan uzak kalma eğilimindedirler.

v Duvarlara vücutlarını silmek sürmek, bir başka çocuğun elini tutmak ve sıkmak gibi haller görülür.

v Daha çabuk ağlama, kırma, oyuncaklarını atma gibi hırçınlıklar görülebilir.

EKLEMLEME BOZUKLUĞU
a) Sesin düşürülmesi veya atlanması: Saat yerine sat, hayvan yerine ayvan gibi

b) Ses eklenmesi: Tren- tiren, radyo-ıradyo, Recep-İrecep

c) Sesin değiştirilmesi: Sarı-sayı, Takvim-taklim, Toprak-torpak

d) Sesin bozulması: Karagöz-kaxgöz gibi

KONUŞMA YETERSİZLİĞİNİN DÜZELTİLMESİ

Tanılama: Konuşma yetersizliğinin düzeltilmesinde tanılama önemli yer tutar. Tanılamada konuşma yetersizliğinin çeşidinin ve ağırlık derecesinin belirlenmesi gerekmektedir.

Nedenlerini Bulma:Terapi için bozukluğun türü, derecesinin bilinmesi kadar yetersizliğin nedeni veya nedenlerinin de bilinmesi gerekir. Nedenlerin bir kısmı yetersizliği meydana getirirken bir kısmı da devam ettirir. Bunlar bilinip ortadan kaldırılmadıkça ya da etkisi azaltılmadıkça sağaltım çalışması pek verimli olmaz.

1.Yapısal Bozuklukların Muayenesi: Dudak bakımı (Dudak yarık, ince ya da kalın olması, dudakların esnekliği) Dil bakısı (Dil bağı olup olmaması, dilin aşırı büyük yada küçük olması ağız içinde devinim yeteneği) Damak bakısı (Damağın yüksek yada alçak olması yarıklık) Ağıza bolca su alınıp yutturma işlemiyle damak yarıgı bakısı yaptırılabilir.Damak yarıksa yutarken su burundan gelir. Çene bakısı:(Çenelerin devinimi, üst üste normal biçimde gelip gelmediği) sakız çigneme hareketiyle ortaya çıkarıla bilir. Çocuğun işitme kaybı olup olmadıgıda ortaya çıkarılmalıdır.

2. Zihin Gücü Yoklaması: Çocuğun zihin düzeyi tanı ve sağaltım için bilinmesi gereken bir özelliktir.

Eklemleme yetersizliğinde çocukta algı bozukluğu olup olmadığı da bilinmelidir. Algı bozukluğunun olup olmadığı iki yolla ortaya çıkarılır:

1. Ses belleği

2. Sesçil (Fenotik) ayrım gücü

Ses Belleği: Çocuğun ses belleği zeka testlerindeki sayı tekrarı dizgesinden faydalanılarak ölçülebilir.

Sayı Tekrarı: Çocuğa iki basamaklı sayılardan başlayarak

her biri yaklaşık olarak bir saniyede olmak üzere sayılar söylenir. Çocuktan bunları tekrar etmesi istenir. Yaptırılacak tekrarların basamak sayısı çocukların yaşlarına göre değişir,

4-6 yaş çocuklar için 4 basamaklı sayılar kullanılır.

7-8 yaş çocukları için 5 basamaklı sayılar kullanılır.

9 yaş çocukları için 5 basamaklı düz tekrar, 4 basamaklı sayılar tersinden tekrar ettirilerek kullanılır.

10 yaş için 6 basamaklı sayıların düz tekrarı kullanılır.

12 yaş için 5 basamaklı sayıların tersinden tekrarı kullanılır.

Anlamsız Sözcük Tekrarı: Sayı ve hecelerin yerine anlamsız sözcüklerin kullanıldığı bir uygulamadır.

Ses Ayrım Gücü: Çocuğa bir takım sesler verilerek onları ayırıp ayırmadığı ortaya çıkarılır. Bunun için çocuğa genellikle çift sesler verilir. Bu çift sesler bazen aynı bazen ayrı olur. Çocukta bunların ayrı yada aynı olduğunu söylemesi istenir. Böylesi bir yoklama için kullanılacak sesler şöyle düzenlenebilir.

A B A B
1. te-te 1. kı-gı 6. nk-nk 6. ng-nk

2. cı-çı 2. ş- s 7. pı-bı 7. çı-çı

3. ov-of 3. pu-bu 8. le-le 8. h-ha

4. iy-ey 4. f-v 9. re-re 9. v-v

5. s-z 5. r-r 10. m-m 10. y-y

EKLEMLEME YETERSİZLİĞİNİN DÜZELTİLMESİ
Eklemleme bozukluklarının düzeltilmesinde yapılacak çalışmalar beş ayrı kısımda incelenebilir. Bunlar:

-Nedenlerin ortadan kaldırılması.

-Yetersizliğin farkına varılması.

-Bozuk seslerin düzeltilmesi.

-Düzeltilen sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi.

-Sağaltımın sona erdirilmesi ve bireyin izlenmesi.

Nedenlerin Ortadan Kaldırılması: Çocuğun yetersizliği belirli bir nedenlere bağlı olarak gelişmiş ise öncelikle bu nedenlerin ortadan kaldırılması gerekir.

Yetersizliğin farkına vardırılması: Eklemleme bozukluğu olan çocuğun yetersizliğini düzeltmek için kendiliğinden bir çaba harcaması için hangi sesleri ne kadar farklı çıkardığı bilmesi sağlanmalıdır.

Bireysel Çalışma Örnekleri: Çocuklarla yapılacak sağaltım çalışmaları zaman zaman bireysel zaman zamanda küme ile yürütülür.

a.Kelime listesi kullanma: Uzman, çocuğun yaşı, cinsiyeti, İlgi ve yeteneğini de dikkate alarak çocuğun yetersiz çıkardığı sözcükleri seçerek bir liste oluşturur. Yetersiz sesleri içine alan sözcükler çocuğun doğru çıkarabildiği sözcüklerin arasına serpiştirilir. Listede böylece hazırlanmış olur.

b. Hikaye anlatma: Uzman içinde yanlış çıkardığı sesleri de alan bir öykü seçer ya da düzenler. Öyküyü anlatır ilk kez anlattığı yada okuduğunda çocuğun yanlış eklemlemeli çıkardığı sözcükleri tıpkı onun gibi ya da söyler. Her yanlışı bir tıklama ya başka bir yöntemle belli eder. İkinci kez anlatıldığında dört sözcükten birini yanlış söyler, çocuğun bu yanlışı farketmesi istenir.

c. Teyiple çalışma: Seçilen sözcük listesinde uzman, çocukla birlikte banda söyler. Her sözcüğü ilk önce çocuk söyler. Hatalı söylenen sözcük uzman tarafından doğrusu söylenerek kaydedilir. Liste tamamlandıktan sonra çocuğa dinletilerek yanlış söylenen sesleri dikkatini çekmesi sağlanır.

Yanlış Çıkarılan Seslerin Doğru Çıkarılması: Yanlış seslerin farkına varılması sırasında çocukların bazılarının yetersizliklerinde düzelme görülebilir. Düzelme olmayanlarla daha ileri çalışmalar gerekebilir. Bu çalışmalar çocuğu: Çocuğu hazırlama, öğretme, pekiştirme diye adlandırır.

a)Hazırlama: Gevşetme alıştırmaları yapmak yararlı olabilir. Rahat bir şekilde oturma, bir dakika sakin durma, ayağa kalkıp dikilme, başı sallama ve çevirme.

Dili çıkarma, aşağı yukarı sağa sola çevirme, kıvırma, yalama, belirli seslerin le,le, le te,te, te devinimleri dudakları büzme, gevşetme, öne ve yana doğru gerip uzatma, üflemeli i sesinden ü sesine geçişler yapma gibi ma,ma,ma me,me,me mi,mi,mi ses eklemleri bip, bip, bip, türünden hece ulamaları dudaklar için yararlı alıştırmalardır.

Çeneyi hızla açıp kapama, alt çeneyi ileri doğru hareket ettirme, ağzı açıp kapatma, esneme alıştırmaları.

Hazırlama aşamasındaki etkinliklerden biride işitme eğitimidir. Çocuğun kulağına sesleri ayrı ve doğru ulaştırmak önemlidir. Buna işitme eğitimi denir. Teknikleri soyutlama, uyarım, benzetişim ve ayırt etme gibi dört ayrı yöntemdir.

b)Soyutlama: Sağaltım yapılan odaya yada masaya birkaç oyuncak yada resimler serpiştirilir. Bunlar 8 veya 10 tane olabilir. Bu resimden biri ele alınan sesle başlar. Uzman çocuktan ele alınan sesle başlayan resmi göstermesini ister. Doğru olarak gösterirse çocuğun başarısını kutlar. Uzman sadece ses çıkartır.

Örmek: Okuma bilen çocuklara okuma yoluyla alıştırma yapılabilir. Çocuğun eline düzeyine uygun bir okuma parçası verilir. Çocuk bunu okurken içinde ele alınan sesin geçtiği sözcüklerin altını çizer ve uzman sonradan kontrol eder.

c) Uyarım: Çocuğu doğru seslerle bombardıman etmek için yapılan bir çalışmadır. Çocuk sözcük içinde belli bir sesi ayırabilir hale geldikten sonra, kulağa o sesin doğru çıkarılışı ile doldurmak gerekir.

Örnek:1) öğretmen veya çocuğun arkadaşları ses çıkaran bir alet ya da canlıyı taklit eder yada sesini çıkarır. “Ben yılanım “sssssssssssss” sonra çocuktan içinde yılan geçen öykü anlatması istenir ve ne zaman yılan sesi geçse yılanı temsil eden çocuk yılan sesi çıkarır.

Örnek:2) Öğretmen içinde belirli seslerin yinelendiği bazı komutları seçer ve çocuktan uygulanmasını ister. “Silgiyi şuradaki sarı kutuya koy”

Örnek:3) Mani, ninni tekerleme okumak ve söylemek, seçilen sese göre ele alınan mani, ninni tekerleme söylemek yararlı olur.

Örnek:4) Kapı çalma oyunu: Çocuk odadan çıkarılır. Girmek için kapıyı çalar gir yerine ele alınan ses söylenir çocuk bu sesi duyunca içeri girer.

d)Benzetişim: Doğru ve hatalı seslerin özelliklerini yakalayabilmek için yapılan çalışmadır. Doğru ve yanlış çıkarılan seslere alfabede kullanılan harflere birer yakıştırma ad takılarak benzetişim çalışmaları yapılabilir. (Z) sesi için arıların vızzz’lamaları (s) sesi için kazların tıssssss’lamaları (ş) sesi için suyun fışşşşşş’laması gibi.

e) Ayırdetme: Doğru ve hatalı seslerin birbiriyle kıyaslama için yapılan çalışmalardır. Bu konudaki çalışmalar genellikle seçme, eşleştirme, işaretleme biçiminde yapılmaktadır.

Örnek:1) Öğretmen iki ses çıkartır. Çocuğa bu seslerin oda içindeki eşyaların adlarının başlangıç sesi olduğunu söyler. Sonra bu eşyalardan 3 tanesini bulmasını ister.

Örnek:2) Öğretmen bir öykü anlatır. Öyküde yanlış çıkarılan sesler için çocuğun masaya “tık “ diye vurması yada zil gibi birşeyler çalıp belli etmesi istenir.

Örnek:3) Öğretmen birtakım anlamsız heceler çıkarır, heceleri önceleri yavaş sonra hızlanan bir tempoda söyler. Çocuk doğru söyleyişler için sağ elini yanlış söyleyişler için sol elini kaldırarak ayıdetme durumunu belli eder.

f)Öğretme: Çoğu kez yukarıda sözü edilen etkinlikler sırasında çocuk doğru sesi çıkarmayı başarır. Fakat bazıları hazırlık aşamasından sonra hatalı sesi doğrusunu çıkarmayı kendiliğinden öğrenemezler. Bu çocuklarla yapılacak çalışmalardı bir seferde bir tek sesin ele alınıp öğretilmesi gerekir.

Ayrı Sesleri Öğretilmesinde Dikkat Edilecek Noktalar:

Çocuk birden fazla seste yanlış yapıyorsa hepsini birden ele alıp öğretmeye kalkışmak yersizdir. Önce birini öğrettikten sonra diğer sese geçilmelidir. Ama bu kurala f-v, s-z, b-p, gibi birbirine benzer seslerde uyulmayabilir. Birden fazla seste yanlışı olan çocuklara hangi sesten başlanarak bir öğretim yapılacağı konusu önemlidir. Seçim çocuğa yaptırılabilir. Bazı hallerde çocuğun adının ya da ilgi duyduğu konunu içinde geçen seslerde bozukluk varsa başlamak için uygun olabilir. Bir diğeri çıkarılması kolay olan sesleri öne almaktır. Dikkat edilecek bir diğer nokta yetersizliğin nedenidir. Seslerin öğretilmesinde izlenecek belli başlı yöntemler şunlardır:

a)Uyarı ve Öykünme (taklit) Yöntemi: Bu yöntem kulak yoluyla öğretime dayalıdır. Bu şekilde kullanılır. “Tekin bak şimdi sana yeni s sesini çıkarman için bir şans vereceğim. Önce ben o yeni sesi birkaç kez çıkaracağım, sonra ben başımı sallayarak işaret verdiğimde sen aynı sesi çıkaracaksın. Dikkat et şu eski bozuk s sesini çıkarmayacaksın. Hazırmısın? Haydi başlıyoruz. Öğretmen ssssssss sssss sssssss sesini çıkarır ve çocuğa başı ile çocuğa işaret eder. Çocuk sesi çıkarırsa aferin, bravo gibi sözlerle pekiştirilir. Çıkaramıyorsa tekrarlanır.

b)Sesçil (Fenotik) yöntem: Yeni sesin sesçil kuralları ele alınarak sesin çıkarılışında çene,dudak ve dilin nasıl biçimlendiğini açıklayarak öğretme yoludur. Bu yöntem uyarı ve taklit yöntemiyle başarı sağlanamayan hallerde ve işitme yetersizliği olan çocuklarda başarıyla uygulanabilmektedir.

c)Değiştirme Yöntemi: Bu yöntemde çocuğun doğru çıkardığı sesten hatalı çıkardığı sese geçişlerle düzeltme çalışmalarına dayanmaktadır. Çocuğa doğru çıkardığı sesi çıkarması söylenir. Çocuk bu sesi çıkarır ve bir süre bunu çıkarmaya devam eder. Sonra, çene, dil ya da dudaklarını öğretilecek yeni sese uygun biçime dönüştürmesi söylenir ve nasıl dönüştüreceği açıklanır.

d)Babıldama: Eklemleme çalışmalarında babıldama taklitleri yaptırılarak doğru sesi çıkartma yoluna gidilebilir. Bu yöntem oldukça vakit almaktadır. Ayrıca büyük çocuklar için hiç ilgi çekmemektedir.

Doğru Sesli Sözcükleri Kullanma Yöntemi: Öğretmen çocuğun çıkaramadığı sesleri, doğru çıkarabildiği kelimeyi diğer kelimelerle otomatik biçimde ona söyletir. Bu söyleyişlerin son defasında belirli ses çıkarılırken hemen bu seste durup sadece o sesi devam ettirmesi istenir. Bu işlem defalarca tekrarlanır. Böylece çocuk belirli sesi çıkarmada hem otomatiklik kazanmışmış olur, hem de kendi sesini artırmış olur.

Pekiştirme: Yukarıdaki çalışmalar sonucunda da çocuk hatalı sesi çıkarabilir. Ancak hemen konuşmasında bu sesi kullanamaz. Çünkü yeni ses ayrı ses halinde öğretilmiştir. Çocuk hatayı kelime içinde yapmakta alışkanlık kazanmıştır. Bu alışkanlık kökleşmiş durumdadır. Böylesi köklü bir alışkanlığın yerine yeni öğretilen sesin alması kolay ve kendiliğinden olmayacaktır.

Bunun farkında olmayan yetişkinler bir yanlış beklenti içinde olurlar. (R) sesini yeni öğrenmiş Fatma’dan hemen resim demesi beklenir. Fatma konuşurken yine yesim diyecektir. Başarısızlığa uğramamak için yeni sesin sürekli pekiştirilmesi gerekir. Pekiştirme de değişik etkinliklerle yapılır.

Ayrı Ses Halinde Pekiştirme: Bunun farkında çocuktan, çıkarmayı öğrendiği yeni sesi çıkarmasını ve uzatarak yinelemesini ister. Yeni ses doğruluk özelliğini yitirince çalışma hemen durdurulmalıdır. Çocuk bir süre dinlendikten sonra yeniden alıştırmalara başlanabilir. Çocuk yeni sesi uzatarak ve yenileyerek doğru biçimde çıkarmayı başardıktan sonra, sesin şiddetini değiştirerek çıkarmaya özendirilir. Böylece çocuk yeni sesi hafiften en yüksek sesine kadar değişik şiddette çıkarmayı öğrenir. Ayrı ses halinde pekiştirme babıldama yöntemiyle de yapılabilir. Burada hızlı ve sık yineleme önemlidir. Yeni sesi bir ünlemin izlemesi normaldir. Yani çocuk (L) sesi üzerinde çalışıyorsa babıldama alıştırmalarında (LLL), -lelelelele-, lululululu-, gibi sesler çıkabilir. Bu çalışmalarda çocuğun güdülenmesi önemlidir. Yetişkinlere bunu anlatma kolaydır. Ancak çocuklara uygulamak oyun şeklinde olursa yararlı olur. Merdivene tırmanma oyunu bunlardan biridir.

Çocuğun defterine 8-10 basamaklı bir merdiven çizilir. Çocuk her başarılı alıştırmada bir basamak yukarı çıkma hakkına sahiptir. Bunu belli etmek için düğme, para vs. kullanılabilir.

Anlamsız Heceleri Pekiştirme: Yeni öğrenilen sesin pekiştirilmesinde anlamsız hecelerle alıştırma yapılması büyük kolaylık sağlamaktadır. Anlamsız heceler sesleri birbirine ulamada kolaylık sağlamaktadır. Anlamsız heceler, genellikle ünsüz olan yeni öğretilen sesin ünlülerden herhangi birisi ile birleştirilmesinden elde edilir. Bir ünsüzü bir ünlü ile birleştirmek üç ayrı biçimde birleştirmek mümkündür. Örnek olarak:

mmmmm-ooooo/m-m-m-m-o/m-o/mmmmmmmooooo/mo

oooooo-mmmmmm/o-m-m-m-/o-m/oooooooommmmm/om

ooo-mmmmmm-ooooo/o-m-m-m-o/o-m-o/ooooommmmooooo/omo

Kasıtlı Yanlışlarla Pekiştirme: Bu yöntem eklemleme bozukluğu olan çocuğa doğrusunu öğrendiği sesi eskisi yanlışını bilerek yineleme yoluyla pekiştirme için kullanılır. Çocuk yeni öğrendiği sesi her öğrendiği zaman doğru çıkarabilir hale gelmeden kasıtlı yanlış alıştırması uygulanmamalıdır. Çocuğa “haydi filan sesi yanlış çıkar”demek yanlıştır. Bunun yerine çocuğa sesi kendiliğinden yanlış çıkardığı anı yakalayarak hatayı bilinçli olarak yinelemesi istenmelidir. Alıştırmadaki sıra önce doğru sonra yanlış sonra doğru ve sonra doğru biçiminde olmalıdır.

Düzeltilen sesin konuşmada düzeltilebilir hale gelmesi: Düzeltilen sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi dizgeli ve önemli bir çalışmayı gerektirir.

Sesin sözcük içinde kullanılması:Bu çalışma için sözcük listesi ya da resim listesini kullanılabilir. Sözcük listesi okuma bilenler, resim listesi ise küçükler için kullanılır. Uzman resim ya da sözcük listesindeki sözcüğü birkaç kez yineler. Bu sırada çocuk uzmanı dinler, ağız devinimlerini izler, sessizce öykünür. Sonra çocuk her bir sözcüğü sesli olarak yineler.

Sesin konuşmada kullanılması o çocuk yeni öğrendiği sesi birdenbire bütün kelimelerde kullanamaz. Öyleyse önce çok kullanılan birkaç kelimeyle konuşma yaparak işe başlanmalı sonra sayı artırılmalıdır.

Öz esas konuşma kalıpları o çocuğun çok kullanabileceği konuşma durumlarını birkaç örnek:

a. Selamlaşma= günaydın, tünaydın, iyi günler, iyi geceler.

b. Nezaket anlatımları= sağol, teşekkür ederim, lütfen, afiyet olsun, güle güle

c. Vedalaşma= hoşça kal, Allahaısmarladık

d. Arkadaş ve yer adları =Her gün kullanmak ta olup da söylenmesi güç olanların seçilip öğretilmesi .

e. Bir şey sorabilir miyim? Özür dilerim, saat kaç?

f. Konuşma ödevleri= Örnek ‘‘r’’ sesi için “Git Tekin ondan tebeşir iste” gibi çocuk emir yinelemesi yapar. İşi yapıp geldiğinde ne yaptığını anlatır.

Terapinin Sona Erdirilmesi ve İzlenmesi: Çocuğun birden terapi çalışmalarından uzaklaştırılması doğru olmaz.

Öğretmen bir parçayı yüksek sesle okur. Çocuk parçada güçlük çekilen sesin bulunduğu sözcüklerin altını çizer.
Öğretmen ana baba bir parçayı okurken yanlışlık yapar. Çocuktan bu yanlışlıkları yakalaması istenir ve daha sonra kontrol edilir.
Teyp varsa çocuğun konuşması ve okuduğu parça kaydedilir. Sonra dinlettirilerek çocuğun bunları bulması istenir.

KAYNAK:
1. Özel Eğitime Giriş, Yahya ÖZSOY, Mehmet ÖZYÜREK, Süleyman ERİPEK.

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: