İnatçı Çocuğunuz mu var?

İnatçılık kötü bir şey midir?

Bazen inat edip vazgeçmediğinizde bir şeyleri elde ettiğiniz olmadı mı? Başarı ya da güzel bir sonuç gibi!

Ya da bazen herkesin gördüğünü göremediğiniz, inat ettiğinizden yolun sonundaki olumsuzluğu fark edemediniz ve tökezlediniz. O zaman, inat iyi bir şey midir?

Bu örnekleri niye verdim?

İnatçılık kavramına hangi açıdan baktığınıza göre anlamının değişebileceğine vurgu yapmak için.

Çocuklarda böyle işte! Siz üşüyeceğini, hasta olacağını, o çay bardağına ellerse yanacağını, keskin bıçakla elinin kesileceğini görürsünüz ve yapmamasını söylersiniz. O ise herkesin gördüğünü göremez ve devam eder. Eli yanar, merdivenden düşer vs.

2 yaşından sonra çocuklar artık kendi bireysel kimliğini ortaya koymaya başlarlar. Anneden ayrı bir varlık olarak benliğini oluşturmaya başladığını hepimiz biliyoruz. Özellikle 2-3 yaşlarında kaçınılmaz olarak anne ve çevresi ile bu inatlaşmayı yaşayacaktır. Gelişim döneminin doğal sonucudur bu. Eli tutmadan yürümeler, tökezleyip düşmeler, yeniden kalkmalar, tırmanmalar, keşfetmeye ve sınırları aşmaya çalışmalar; aslında hepsi kimliğin oluşması ile ilgili. Bu süreçte sürekli kısıtlanırsa, elde etmek için mücadele etmeyen, çabuk vazgeçen, itaatkâr bir çocuğa dönüşür.

Oysaki güvenli ortamı sağlayıp keşfetmesi için fırsat tanıdığınızda daha huzurlu olur. Mutlaka bu örneği duymuşsunuzdur. Çocuk sobaya dokunmak ister, ailesi izin vermez. Soba el yakmayacak ama sıcaklığı hissedilir derecedeyken çocuğun dokunmasına izin verilir. Çocuk sobanın sıcak olduğunu deneyimler ve bir daha sobaya yaklaşmaz. Elbette bazı durumlar zaten tehlikelidir ve denemeye açık değildir. Keskin bıçak, cam kırığı, yüksek merdiven, pencere kenarları vb. Böyle durumlarda güvenli ortamı sağlamış olmak çok önemlidir.

Çocuklar hep sınırları zorlarlar. Özellikle ailede, kesin net ve tutarlı olarak sınırlar çizilmemişse işler daha da zorlaşır. Bu durum, inat döneminin, aile ve çocuk için daha zor geçeceği anlamını taşır. Çünkü esnek tutum ve belirsizlik bir çocuk için kötüdür. Çocuk, belirsiz durumlarda daha fazla bocalar.

İnatçı çocukla nasıl baş edebilirsiniz?

Net ve tutarlı kurallarınız olmalı.

İnatla ağlayan, yerlerde tepinen bir çocuğun neye ihtiyacı olduğuna bakılmalı.

Aynı şekilde inatla yaklaşmak sorunu çözmez aksine pekiştirir.

Çocuğun ihtiyacı sadece anne sevgisi, şefkati, dokunuşu ya da sevgi dolu bir öpücük olabilir.

Duygusunu ifade edemeyen çocuk da inatlaşıyor olabilir.

Nedeni bilmek sorunu çözmenize yardımcı olur.

Sonunda ‘evet’ diyeceğiniz bir şey varsa baştan ‘hayır’ dememenizi tavsiye ederim.

‘Hayır’ diyorsanız, o ‘hayır’ olmalı. Bunu da ancak tutarlı tutumlarınızla sağlayabilirsiniz.

Özetle, inatçı çocuğa bakış açınız aynı inat kavramına bakış açınız gibidir. Gelişimin bir parçası olduğunu düşünmeden tepki verirseniz kötü sonuçlar alırsınız. Bunun bazen çocuğun kendini ortaya koyma biçimi olduğunu ve yaş döneminin önemli bir özelliği olduğunu bilirseniz daha sabırlı olursunuz ve bilirsiniz ki bu dönem geçicidir. Kalıcı olan ise çocuğunuzla kurduğunuz iletişim biçimidir.

Sevgilerimle

Dilek Söylemez

Psikolojik Danışman

www.dileksöylemez.com

 

Bu yazım ailevecocuk.net adresinde yayımlanmıştır.

 

 

Sosyal medyada yeni gelişmeleri ve videoları takip etmek için tıklayın.

               

Sorularınız için uzman@dileksoylemez.com mail gönderebilirsiniz.

Youtube kanalına abone olmak için

https://www.youtube.com/channel/UCuFYEnXP_xU714yFOxyf2wQ

Yazılarımın yayınlandığı adresler

http://www.milliyet.com.tr/psikolojik-danisman-dilek-soylemez/saglik/pembenar-yazilari/

http://annemisin.com/DilekSoylemez

http://ailevecocuk.net/category/dilek-soylemez/

 

 

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

2 Yorumlar

  1. İnatçı çocuğum değil lakin iki tane dışarıdan prenses görünen bir kısım cadımız mevcut 🙂

    1. Prenseslerin biraz cadı olması iyidir. İleride kendilerini ifade etmelerinde işe yarar. Kahramana ihtiyaçları da kalmaz 🙂 Allah bağışlasın yavrularınızı, çok teşekkürler yorum için 🙂

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: