Kararlarımızı Verirken Nelerden Etkileniyoruz?

Hayat seçimlerden ibarettir. Önemli olan seçimleri kimin yaptığıdır.
Kendi seçimlerimizi kendimiz mi yapıyoruz yoksa farkında olmadan yönlendiriliyor muyuz? Almayı düşündüğün bir ürünü gerçekten ihtiyacın olduğun için mi alıyorsun yoksa son zamanlarda medyadaki yönlendirmelerle mi ihtiyacın olduğunu düşündün?

Bir karar vermen gerekiyor. Bu kararı verirken nelerden etkilenerek sonuca ulaştın? Tamamen kendine fayda sağlayacağını düşünerek mi verdin yoksa verdiğin kararla ortaya çıkabilecek ikincil kazançların ile ilgili yönlendirme yapıldı mı? Kararı vermeden önce yaptığın muhakemelerde eksi ve artıları değerlendirirken etrafından aldığın yorumlar ne derece etkili oldu?

Her gün seçim yaparız, kararlar veririz bazıları basittir bazıları hayatımızı etkileyebilir. Biz bu kararlar için olası seçimleri düşünürken mutlaka çevreden etkileniyoruz. Otoriteden, özdeşim kurduklarımızdan, yaşadığımız çevrenin kabul gördüğü değer yargılarından etkileniyoruz. Önemli olan bu etkileşimin farkında mıyız?

Yale Üniversitesi profesörü Stanley Milgram tarafından 1961 yılında yapılan sosyal psikoloji deneyinde, öğretmen ve öğrenci görevi verilen deneklere şöyle bir açıklama yapılmıştır. Öğretmen deneğin verdiği sorulara yanlış cevap veren öğrenci deneğin belli voltajda elektrik yüklemesi yapılacağı açıklandı. Deneklerden öğrenci görevi alan kişi işbirlikçiydi. Deney esnasında sadece öğretmen rolü alan kişi denekti. Öğretmen denek ile işbirlikçi öğrenci denek elektrik yüklemesi nedeni ile birbirlerini göremeyeceklerdi. Her yanlış yaptığında işbirlikçi öğrenci deneğe voltaj veren öğretmen deneğin arkasında bir bilim adamı onun yaptıklarını takip ediyor, camın arkasındaki kişiye volt vermeyi kabul etmeyen deneklere şöyle diyordu: “Deneyin devam edebilmesi için bu gerekli.” Bundan sonra denek, volt vermeye devam ediyor içeriden gelen acı ses onu düşündürüp vazgeçmeyi düşündürse de arkasında bekleyen bilim adamı buna devam etmesine gerek olduğunu açıklıyor. Deney sonunda bu isteği, deneklerin %65’i kabul etmiş ve 450’ye varan volt vermeye razı olmuşlardır. Bu voltun birini öldürmeye sebep olacağını bilmelerine rağmen devam etmeleri şu şekilde açıklanabilir: Arkasında onu gözleyen bilim adamının bunun gerekli olduğunu açıklaması. Otorite olarak gördükleri bilim adamının dediklerini, sonucu düşünmeden devam etmelerini, insanların karar verme aşamasında otoriteden ne kadar etkilendiklerini de ortaya koyuyor. Bir parantez açmak gerekirse neyse ki camın arkasında voltaj alan biri yok kasetten sesler dinletiliyor. Aslında deney sırasında kimse fiziksel olarak zarar görmüyor fakat deneklerin bunu bilmemesi ve bir insanın canını yakma pahasına devam etmesi, insanoğlunun etki altında kaldığında neler yapabileceği karşısında da dehşete düşürüyor. Parantezi kapadım.

“Milgram’ın araştırmasıyla ilgili sorulacak soru, ‘normal insanların çoğunluğu neden böylesi bir kötülüğü yapabiliyor?’ sorusu değil, ‘açıkça acı çeken  birine acı vermeyi reddeden itaatsiz azınlık ne yaptı?’ sorusudur. Deneye devam etmeyi reddedince, bu zulmü durdurmak için müdahalede bulundular mı? Acı çeken mağdurun yardımına koştular mı? Hayır! İtaatsizlikleri bile ‘onaylanma’ endişesi çerçevesindeydi. Koltuklarından kalkmadılar bile. Oturmaları istenen sandalyede kibarca oturup, otoritenin onlara çıkmalarını söylemesini beklediler.” (Kaynak: http://amerikabulteni.com/2014/12/18/siradan-insan-otoritenin-emrinde-iskenceci-bir-zalime-nasil-donusuyor/)

(Çok önemli sonuçları olacak bir kararda bile irademiz dışında etki altında kalarak verilen kararlar varken günlük kararlarda ne kadar etkilendiğimizi düşünemiyorum.)

Hayatın akışı içinde pek çok konuda etki altında kalarak karar veriyoruz. Sosyal medyanın gücü tartışılmaz, etki altında kalarak hareket etmemiz çok kolay. Mühim olan hangi durumdan ne kadar etkilendiğimizi fark etmemiz ve aldığımız kararlarda ne derece rolü olduğunu bilerek hareket etmemizdir.

Sevgilerimle

Dilek Söylemez

 

Karar verme ilgili bu yazımda ilginizi çekebilir.

 

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: