Yeni şeyler söylemek üzerine

Bazen yeni şeyler söylemek isteriz. Hayatı anlamlandırma üzerine düşünürken, yaşam döngüsünü anlamak için yaptığımız tespitlerin daha önce farklı öğretilerde belki farklı tümcelerle ama aynı şeylerin söylendiğini fark ederiz. Herkesin anlaması için bir zamanı var diye düşündüm hep.

Zaman uzun bir çizgi  başlangıcı ve sonu olmayan. O çizgideki bir  kesittir aslında hayat. Payımıza düşen kesitte de anlamlandırıyoruz hayatı…

Bu karalamaları yazmıştım 2016’nın son günlerinde…

Birkaç gün sonra bir arkadaşımla yaptığım sohbeti aktarmak istiyorum size. Arkadaşımla merhabalaşıp ve klasik nasılsın iyi misin sohbetinden sonra ‘Hayat nasıl gidiyor’ diye sordum. Şu anda yaptıklarını anlattıktan sonra son zamanlarda üzüldüğümüz olaylarla ilgili duygu paylaşımı yaptık. Bana bir hocasından örnek anlattı. Hocasının ’50 yıl önce yoktum en iyi ihtimalle 30 yıl daha yaşasam, 30 yıl sonra da burada olmayacağım. Benden önce hayat devam ediyordu benden sonra da devam edecek.’ dediğini aktardı. Evrende bir zerre olduğumuzu şişmiş egolarımızla bunu fark edemeyişimizden  bahsettik bir süre. Evet bir zerreyiz ve sadece yaşadığımız zaman dilimi içinde bir zerreyiz üstelik. Yukarıdaki karalamamla nasıl da denk geldi bu konuşma. Hayata tutunduğumuz çizgi süresince; herkes bir nokta da aynı süzgeçten geçip aynı noktaya varıyor hayatla ilgili.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Herkes belli değerlendirmeleri yapabilecek zihinsel ve duygusal süzgeçlerden geçebiliyor mu sizce? 

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: