ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ SORUNLARI

Bebekler uyum bozukluğu
Tırnak yemeSaldırganlık
Oyunbozanlık
İnatçılık
Yalan Söyleme
Çalma

Saç Kopartma
Yolma

Parmak Emme
Pika

Enürezis- Enkopresiz
Uyku Bozukluğu
İçe Kapanıklık

Bebekler uyum bozukluğu
Süt çocukluğu dönemi denilen 0-1 yaş grubu bebeklerde yaşanan uyum bozukluğunun birinci belirtisi kusma şeklinde görülüyor. Bebek hiç bir neden yokken sürekli kusabiliyor. Bu durum anne ile çocuk arasındaki ilşkinin bozulduğuna, annenin sürekli gergin, huzursuz olması ve çocuğa sevgiyle yaklaşmamasına bağlıdır. Bebek günde 5-6 defa kusabilir. Beslenme düzeni ve gelişimi bozulabilir. Kusma şikayeti başladığında doktora götürülüp herhangi bir şey bulunmadığında profesyonel yardım almak tedaviyi kolaylaştır.Uyum bozukluğunda ikinci sebep “kolik”adı verilen sancılanmadır. Bebek kesintisiz sancı çektiği için sürekli ağlar. Ağladıkça bebeğin annesi bebeğin aç olduğunu düşünerek sürekli besler. Bu sindirim sistemi gelişmemiş bebekte hazımsızlık yaparak ağrıyı arttırır. Beşinci ayın sonunda bebek bu uyaranlarla başa çıkmaya başlar ve kolik sona erer.Üçüncü sebeb ek zamadır. Bebeklerde 5-6’ncı aylarda görülebilir. Ortada bir neden yokken ensede, koltuk altında, kasıklarda sürekli ekzama oluşur. Bu durum sürekli gergin ve huzursuz ailelerin bebeklerinde görülür.

Tırnak yeme
Tırnak yeme genellikle 5-6 yaşından önce görülmez. Çünkü çocuklar bu yaştan önce hem yeterli dişe sahip değildir hemde ağızsal yetenekleri gelişmemiştir. Çocukta ruhsal sıkıntılar ve gerinlikler dışa vurulmadığında tırnak yeme görülür. Çocuklarıyla sağlıklı iletişim kuramayan anne ve babaların çocuklarında ortaya çıkan bu davranış bozukluğu önlenmezse ergenlik dönemine kadar sürer. Tırnak yeme genel olarak güven duygusunun eksikliğinden kaynaklanır. Taklit yoluyla da edinilebilen bir davranıştır. Ailede veya sık bulunduğu bir ortamda herhangi bir bireyin tırnak yeme davranışı göstermesi doğal olarak çocuğun ilgisini çekecektir.
Önceleri görmezlikten gelmeli. Devam ederse uyumsuzluk ve güvensizlik nedenleri araştırılarak, tespit edilmeli ve çözüm getirilmelidir.

Saldırganlık – Oyunbozanlık- İnatçılık
Çocuğun davranışlarını gereksiz yere engellemek, çocuğun davranış ve isteklerini eleştirmek, onunla alay etmek, sık sık cezalandırmak çocukta saldırganlığa yol açabilir. Engellenen, eleştirilen, alay edilen ve cezalandırılan çocuk tepkisini hem kendisine hem de çevresine karşı saldırgan tutumuyla verir. Öfke nöbetleri, kendine vurma, saçını çekme, kendini ısırma şeklinde görülür. Çevresine karşı ise, elindekini atma, yanındakini ısırma, diğer çocukları dövme, oyuncakları kırma şeklinde tepkiler gösterir. Eğer bir çocuk oyunun kurallarına uymuyor, kendisine verilen görevi yerine getirmiyor, yenilgiyi kabul etmiyor, saldırgan ve inatçı bir kişilik sergiliyor ise, ailenin verdiği eğitimde yanlışlar var demektir. Her istediği yerine getirilen, şımartılmış, ‘dediğim dedik’ çocuklar grup oyunlarına uyum sağlamakta zorluk çekerler.

Yalan Söyleme
Üç yaşında bir çocuk neyin doğru neyin yalan olduğunu ayırt edemez. Hayal dünyasında yarattığı olayları gerçekmiş gibi anlatır. Bunlar yalan değildir. Çocuk toplumsallaşmaya başladığı 6-7 yaşlarında yalan söylemeye başlar. Çocuklar genellikle, üstünlük sağlamak, cezadan kurtulmak yada ilgi çekmek için yalan söyler. Yalan daha çok ruhsal doyumsuzluğu olan çocuklarda görülür.

Çalma
İki yaşında bir çocuk için herşey kendisine aittir. Üç yaş civarı bir çocuk bazı şeylerin kendisine ait olduğunu bilir ama içinden gelen alma dürtüsüne engel olamaz. Çocukların 6-7 yaşına kadar kendisine ait olmayan bir eşyayı almasına çalma denilmez. Çalma 8-9 yaşından sonra davranış bozukluğu olarak oluşur. Bu, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçları tam olarak karşılanmayan çocuklarda ortaya çıkan bir durumdur.
Eğer uyarılarınıza ve telkinlerinize rağmen başkalarına ait şeyleri habersiz almaya ve odasına saklamaya devam ederse çocukta bir güven eksikliği ve aşşağılık duygusu var demektir.

Saç Kopartma – Yolma
Saç kopartma ve seyrek olarak kaş yolma davranışı 1-2 yaş kız çocuklarında daha çok görünür. Bu hareket çocuğun stresini yenmek için yaptığı bir harekettir. Bu davranışın en büyük nedeni anneyle çocuk arasında duygusal bağın kurulmamış olmasıdır. Duygularını ifade etmede güçlük çeken, yasak ve baskı altında büyüyen kız çocuklarında saç koparma davranışına daha sık rastlanmaktadır.

Parmak Emme
Parmak emme, normal çocuklarda herhangi bir psiko-patolojik etken olmaksızın 3-4 yaşlarına kadar görülen bir olgudur. Bir yaş çocuklarının hemen yarısı parmaklarını emerler. 9 aydan itibaren uykuyla parmak emme arasında yakın bir ilişki olduğu, uykusu gelen bebeğin parmağını ağzına götürdüğü görülür. Çocuğu parmak emmeden vazgeçirmek üzere yapılan çabalar, 3 yaşına kadar dirençle karşılanır. Genellikle 18. Ay dolaylarında sıklaşan parmak emmenin 4 yaşına doğru kaybolması beklenir. Araştırmalar en geç 5-6 yaşlarında sona erdiği taktirde parmak emmenin zararının olmadığını, ancak süre gelmesi halinde dişlerde deformasyona neden olabileceğini kanıtlamıştır.

Pika
İlgi ve sevgi eksikliği içinde olan çocuklar, evde veya bahçede elerine geçirdikleri toprak, kum, kireç, hatta dışkı gibi zararlı şeyleri ağızlarına götürüp yiyebilirler. ‘Pika’ denilen bu davranış bozukluğu, daha çok anne sütü ile beslenmeyen, sevgiden, ilgiden ve şevkatten yoksun çocuklarda, güven duygusu gelişmemiş terkedilmiş çocuklarda görülmektedir.

Enürezis- Enkopresiz
Normal olarak çocuklar 2 yaşını tamamladıklarında küçük ve büyük abdestlerini bilinçli olarak tutabilmektedirler. Dört yaşından sonra devam eden altını ıslatmalar ve kirletmeler normal değildir. Eğer çocuk küçük abdesttini tutmayı hiç öğrenememiş ise, zeka geriliği veya organik bir rahatsızlığından dolayı kaslarıı kontrol edemiyor olabilir. Sonradan altını kirletmeye başlamanın sonucu çoğu zaman pisikolojiktir. Kardeş kıskançlığı, aileden birini kaybetme , boşanma gibi olaylar tetikleyici sebebler sayılabilir.

Uyku Bozukluğu
Bebeklerin uyku ve uyanıklık saatlerini ayarlamada ve bir düzene sokmada ilk aylarda zorluklar olabilir. Zamanla anne ve bebek ilişkisi düzene oturunca, uyku saatleri de bir düzene girecektir. İleriki aylarda diş çıkartma, yeterince beslenememe, karın ağrısı ve kulak iltihabı, ilgi eksikliği, fazla ses ve ışık gibi sebeplerle uykuda düzensizlikler ortaya çıkabilir. Annenin uyku titizliği, yeterince uyumadığı endişesi, uyutmak için gösterdiği çaba bebekte duygusal bir gerginliğe yol açar ve uykuya girmeyi zorlaştırır.

İçe Kapanıklık
Duyguları ve haklı tepkileri ceza ile bastırılan, yanlışları kınama suçama ile karşılanan çocuklar zamanla kendilerine olan güvenlerini kaybeder, yanlış yapmamak için susmayı ve içlerine kapanmayı tercih ederler. Anne babaların bu durumda yapmaları gereken sık sık çocuğa söz hakkı tanımaları, hemen her konuda onun kendisini ve duygularını ifade etmesini sağlamaları, ona sık sık ne hissettiğini ve düşündüğünü sormaları, çocuğun kendisine değer vermeleri, konuştuğu zaman dinlemeleri, sık sık sosyal ortamlarla irtibatını sağlamaları, onu olduğu gibi kabul ederek sevgilerini sık sık belli etmeleri, çocuğun her şeyine müdahale etmeden ve çok müdahaleci olmadan onun kendini ortaya koymasını sağlamaları önerilir.

Neler yapabiliriz?
Hiç bir işimiz çocuk eğitiminden ve sorumluluğundan daha önemli değildir. Çocuklarımıza zaman ayıralım. Hergün birlikte olduğumuz, oyun oynadığımız, gezmeye çıktığımız veya sohbet ettiğimiz ortak bir zamanımız olsun. Zamanın uzunluğu değil kalitesi önemlidir. Çoğu anne babalar ise çocuklarına zaman ayıramadıkları ve kendi hallerine bıraktıkları için onları yeterince tanımıyorlar. Tanımadıkları içinde ortaya çıkan problemleri çözmede yetersiz kalıyorlar.
Uyum ve davranış bozuklukları ruh sağlığının tehlikede olduğunu gösteren işaretlerdir. İlk işareti alan anne ve babalar, başka işaretleri beklemeden nerede yanlış yaptığını, bulmaya çalışmalı, gerekirse bir uzmandan psikolojik yardım alarak hatasını tamir etme yoluna gitmelidir.

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: