EMPATİK İLETİŞİM

<< DİNLEMEK KONUŞMAKTAN DAHA ÖNEMLİDİR >>

İnsan ilişkilerinin etkili olabilmesi için iletişimde bulunduğu kişinin gözüyle dünyayı görmesi, kulağıyla dinlemesi gerekir. Buna EMPATİK iletişim adı verilir.

ETKİLİ İLETİŞİMİN SIRRI ; Kendi algılama düzeyini karşımızdakine empoze etmek değil, karşımızdakinin algılama ve görüşlerini keşfederek, onun dünyasına bakabilmektir.

İLETİŞİM ALANINDA EN ÖNEMLİ İLKE ÖNCE DİNLE , VE ANLA VE SONRA ANLAŞILMAYI BEKLE

Yüz ifadesinin, Gözlerinin, Sesinin ve Bedeninin Konuşmacının sözlerini pekiştirip pekiştirmediğini ya da etkisini azaltıp azaltmadığını gözleyin.

SÖYLENENLER ve NİYET EDİLENLER arasında bir çatışma olduğunu gösteren sırları açığa çıkarıcı, sözel olmayan işaretleri arayıp bulun. Beden Dili ve Niyet arasında kesin bir neden – sonuç ilişkisi olmasa da KUŞKULU İNSANLAR gözlerini kaçırırlar.

SİNİRLİ İNSANLAR : yerinde duramaz ve boğazlarını temizler.

BİRİSİ GÖZLÜKLERİNİN ÜZERİNDEN BAKIYORSA : Sizi değerlendiriyordur.

EĞER BİRİSİ SİZE GÜLÜMSER VE CEKETİNİN DÜĞMELERİNİ AÇARSA : Muhtemelen etkilenmeye açıktır. İşbirliğine hazırdır.
Bir süre dinleyin, izleyin << DİNLEMEYİ SEVERSEN BİLGİ KAZANIRSINIZ VE EĞER KULAK KABARTIRSANIZ AKILLI OLURSUNUZ >>

EMPATİ kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını ya da yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir.

Karşımızdaki kişinin rolüne girerek empati kurduğumuzda o kişinin rolünde kısa bir süre kalmalı, daha sonra bu rolden çıkarak kendi yerimize geçebilmeliyiz. Aksi halde empati kurmuş sayılmayız. Karşımızdakine özdeşim ( Ona benzemek ) kurmak veya ona sempati duymak, empatiden farklı şeylerdir.

SERÇENİN YÜREK ÇIRPINTISINI DUYMAK

İnsanların birbirleriyle, hatta bütün canlılarla empati kurmaları gerektiğini anlamak bir halk masalımızı aktarmak istiyorum.

Göğsü kınalı bir serçe varmış. Gök gürlediği zaman tir tir titreyerek yere yatar, gök yıkılmasın diye de ayaklarını yukarıya kaldırırmış. Bir yandan da “Korkumdan kırk kantar yağım eriyor” dermiş. Bir gün birisi demiş ki “ Sen kendin beş dirhem etmezsin, nerden oluyor da kırk kantar yağın eriyor ? ” Bunun üzerine serçe şöyle cevap vermiş. “ Herkesin kendine göre dirhemi, kantarı var ; siz ne anlarsınız. ”

Bu masalda verilmek istenen MESAJ ; Her insanın hatta her canlının olaylara kendine özgü bir bakış açısı vardır. Dışarıdan baktığımızda bunu göremeyiz ve bu yüzden de onun bazı davranışlarına anlam veremeyiz. Kendimizi karşımızdakinin yerine koyup olaylara onun gözüyle bakabilirsek, ancak bu durumda onun duygularını ve düşüncelerini anlamamız ve dolayısıyla da davranışlarına anlam vermemiz mümkün olur.
EMPATİDE ANLAMAK, SEMPATİDE ANLAMIŞ OLALIM YA DA OLMAYALIM, Karşımızdakine hak vermek söz konusudur.

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: