ÖN ERGENLİK VE ERGENLİK GELİŞİM DÖNEMİ

SAYIN VELİ..

Görsel www.google.com adresinden alınmıştır.

Ergenlik dönemi bir kriz dönemi olarak nitelendirilmektedir. Bazı araştırmalar bunun doğru olmadığını gösterseler de bu döneme özgü sorunların yaşandığı gözlenmektedir. Bu günkü konuşmada bu dönem neyi temsil etmektedir ve ne tür sorunlarla yüzleşmek zorunda kalmaktayız,

hatalı ana-baba tutumları nelerdir, ve sorunları çözümde bize ne yadım eder bu konular üzerinde duracağım. Söyleşi sırasında konuşmamı bitirmemi beklemeden sorular yöneltmenizi ve anlaşılmayan noktaları iletmenizi tercih ederim.

Size klasik psikanalitik modelden söz etmeyeceğim. Daha çok ROL Kuramından söz edeceğim. Çocuğun ilk önemli öğrenme dönemi 0-5 yaş arasındaki dönemdir. Bu dönemde çocuk anne ile iletişiminde “birlikte olma” “birlikte hissetme” ve “birlikte yapma deneyimlerini yaşar. Eğer bu dönem sağlıklı olarak geçirilememişse ergenlik döneminde de ortaya çıkabilecek olan sorunların temeli atılmaya başlanmış olacaktır. Cesaret bizi ilerlemeye ve sağlıklı olmaya iter, kaygı ise gerilemeye ve sağlıksızlığa yönlendirir.bu noktada ana baba rollerini önemi ortaya çıkar ve ergen ya yeni kimliğini kazanma sürecinde ki burada sözünü ettiğimiz öncelikle cinsel kimliktir cesaret ile ve ailesini desteği ile gelişimini tamamlar yada kaygı nedeni ile nevrotik davranışlar sergileyerek aileyi karşısına alır, yalnızlık yaşar, sorunlarını paylaşamaz ve bir çok önemli şeyden en son anne babanın haberi olur. Bu tür sorunlu çocukların çoğu zaman aşırı koruyucu, engelleyici, yasaklayıcı anneleri ki bu anneler kendi hayatlarındaki olmayan anne baba figürlerini kompanse etmektedirler ve toleranssız, mükemmelliyetçi ve çocukların problemlerine yeteri kadar ilgi göstermeyen babalarının oldukları dikkat çekicidir. Bu anne babaların tutumları içe dönük, yalnızlık çeken kişilik yapısının oluşmasına yol açabilir. Eğer anne-baba sorunlara karşı ilgisiz ve zorlayıcı ise ve anne baba arasında çatışma varsa bu ana babaların çocukları da agresif ve antisosyal davranışlar sergileyebilirler. Bir başka grup anne baba ise tutulmayan sözler veren, sevgiyi ve güven duygusunu pek az yaşatan yada çocuklarının bunları zaten bildikleri var sayan gruptur. Bu anne babaların çocukları çevre ile sağlıksız ilişkiler kurarlar ve çatışmalıdırlar.

Ön ergenlik dönemi bir bocalama dönemidir.( Kavga eden kız ve erkek çocuklar örneği ) Kız çocuklar anneden erkek çocuklar ise baba dan ilk cinsel rollerini almışlardır ve şimdi bunları uygulamaya koymak üzeredirler. Bunun dışında bir birey olarak kabul görmek onlar için önemli olmaya başlamaktadır. Anne babalar ise çifte standartlarını sürdürmektedirler. İşlerine geldiğinde sen daha çocuksun, işlerine geldiğinde sen artık büyüdün çocuk değilsin demektedirler. Bu öfkeyi arttırır ve güvensizliği körükler. Bir başka önemli nokta ise çocuğu engellerken sana güveniyoruz başkalarına güvenmiyoruz masalıdır. Bazı çocuklar bu nedenle çevreye karşı aşırı güvensiz ve kaygılı olmakta , bazı çocuklar ise bunu kandırılma olarak algılayıp anne babaya öfke duymaktadırlar. İletişim gitgide kopmaktadır.

Anne babalar kendi beklentilerine uygun çocuklar istemekte ve onları sürekli olarak değiştirmeye çalışmakta ,çocuklar ise buna direnmekte ve aile ile bir güç savaşına bu dönemde girmeye başlamaktadırlar. Engellenmeler ergende öfke doğurur. Anne baba ise saygı görmek ister ve bunca yıllık fedakarlıklarının karşılığının bumu olduğunu sorarlar. Çatışma büyür. Anne baba rollerini kolay olmadığı bilinmektedir ama çoğu zaman anne babalar bu rollerinin dışına çıkarlar ve öğretmen, arkadaş, sırdaş gibi rollere de bürünmek isterler ve doğal olarak başarısızlıkla karşılaşarak kendilerini yetersiz hissederler. Bu duygu kendilerini kötü hissetmelerine yada çocuklarında bir sorun olduğunu düşünmelerine sebep olur. Halbuki bunların ikisi de doğru değildir.

Bu dönemdeki çocuklar tedirgin, güç beğenen, çabuk tepki gösteren, duygularda iniş çıkışlar yaşanır, derslere ilgi azalabilir, kendisine tanınan hakları yeterli görmemeye başlar. Evdeki kurallar ona batar. Dağınıklık başlar, yemeğe geç gelir. İlgileri değişir ve hiçbir zaman sabit kalmaz bu kimlik arayışının bir parçasıdır ve anne babaların onları maymun iştahlı olarak suçladıklarına tanık oluruz. Bedeni ile ilgili detaylar onun için son derece önemli hal gelmeye başlar. Gizlilik önemlidir, odasına kapanır ve oraya girilmesini istemez, oda onun kimliğinin bir parçasıdır ve çoğu zaman anneler ve nadiren babalar buraya tacizde bulunarak önemli bir hata yaparlar. Ergen öfkelendiği zaman ya pasif olarak yada aktif olarak tepki verecektir. Ders çalışmayarak öcünü alır ve öfkesini pasif olarak gösterir yada fevri bir davranışla herkesi kırıp kendisine bile zarar verebilir.

Anne babasının çelişkilerini yüzlerine vurmaya son derece meraklı olabilir. Çoğunlukla karşı çıkmak için karşı çıkar, kendi gücünü sınamaktadır.

Bu dönemdeki hızlı cinsel uyanış onu hazırlıksız yakalar ve bunaltır. Bedensel büyüme değişim hızlanmakta buna karşılık ruhsal olgunlaşma ise yetersiz kalmaktadır. Deneyim ve rol repertuarı sınırlıdır henüz, bu da genci kaygılandırır. Toplumda kız çocukları travmatize eden tutumlar vardır. Adet gören kızın tokatlanması gibi. Cinsellik ve suçluluk at başı giderler ve çeşitli problemlere tanık olunur. Bu dönem çocuğunun cinsel eğitimi önemlidir ve anne ve baba kız ve erkek çocuklarına bu konuda eğer soru sorarlarsa bilgi vermeli, korkutmamalı yetersiz kaldıkları noktada yardım almalıdırlar. Cinsellik ile ilgili konuları tehlikeli, ayıp, yasak olarak ele alan ailelerin çocukları bilgileri kendi başlarına üstün körü ve sağlıksız yerlerden öğrenmektedirler.

Bu dönemde büyümek için sabırsızlanmalarına rağmen çocuksu davranışlardan da doğal olarak kurtulamazlar ve ana babalar bu noktada onları eleştirmekten geri durmazlar,iletişim tekrara bozulur. Genç anne babasının etkisinden kurtulmak isteğindedir ve bunu yaparken onlarla çatışmak gerektiğini hissetmektedir.

Gruba ait olma ihtiyacı da bu dönemde belirginleşmeye başlar. Bu onun kendi kimliğini bulma yolunda attığı önemli bir adımdır. Genellikle aileden gelen baskılar onu bunalıma iter ve grubu aile ile bir mücadele sembolü haline gelebilir.

Kuşaklar arası çatışmanın doğal olduğu bilinmektedir. Bu çatışmalar dört farklı düzeyde oluşur ve çözümlenebilir. Bunlardan birincisi engellenme karşısında oluşan öfkedir. Bu içinde hiçbir mantığı içermeyen salt duyguyu barındırır ve çözümü bu kontrolsüz duygunun boşaltılmasıdır. İkinci düzey bireylerin iç çarpıtmaları ile ilgili düzeydir. Babanın kız çocuğuna da kadınlarla ilgili önyargılarını yansıtması buna örnek olarak verilebilir. Anne babalar çoğunlukla çocuklarını bir birey olarak görmekte zorlanırlar. Çözümü çarpıtılmış algıların düzeltilmesidir. Üçüncü düzey ise kişiler arası dengesizlikle ilgili düzeydir. Adaletsizlik ve taraflardan birinin diğerini ezmesi bu durumu doğurur ve çözümü arabuluculuktur ve doğru iletişimdedir. Size birazdan iletişim hatalarından bahsedeceğim. Dördüncü ve son düzey ise ait olunan grupların toplumsal çatışmalarıdır. Anneler babalar ve çocuklar alt gruplarının birbirlerine grup olarak belli duyguları vardır ve bu toplumsaldır. Her birey bundan ne kadar etkilendiğini bilmelidir.

İLETİŞİM HATALARI
Tartışmak savaşmaktır.
Uyumsuzluk kaba davranmayı gerektirir.
Anlamak kabul emektir.
Güvenmek çabuk kanmamayı getirir.
Diyalogu sürdürmek davranışı onaylamak anlamına gelebilir.
Dürüstlük saflık olabilir.
Konum değiştirmek geriye adım atmaktır.
Başkasını mantıklı olmaya yöneltmek onu dize getirmeyi gerektirir.
Dinlemek ve empati sahip olunması gereken en önemli iki yetenek yada beceridir.çocuklarımızı ya dinlemiyoruz yada kendimizi onların yerine koymuyoruz. Yaratıcılık ve spontanite ebeveynlerin ve toplumun el birliğiyle çocuklarında körelttikleri iki önemli olgudur. Biz bunu yeniden kazandırmaya çalışıyoruz.

Psikodrama bu anlamda bize son derece geniş bir tedavi ve eğitim repartuarı sunmaktadır. Yaratıcılığı kısıtlanmış topluma körü körüne bağlı olan pasif bireyler yetiştirmemeniz dileğiyle.

Deniz ALTINAY

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: