İLKÖĞRETİMDE DİSİPLİN

İlköğretim 6-14 yaşlarını ve 8 yıl süren zorunlu öğrenim çağını kapsamaktadır.Amacı öğrenciyi ulusal değer ve çıkarlarının bilincinde olan, ancak evrensel değerlere açık bir vatandaş olarak yetiştirmek ve bir üst öğrenime hazırlamaktır.
Yani öğrenciyi yaşama ve üst öğrenim kurumlarına bağlayan öğrenim hayatının temelidir.Öğrenci, okul ve öğrenim yaşantılarıyla ilgili ilk duygu ve deneyimleri ile akademik benlik tasarımını bu dönemde yaşamakta ve geliştirmektedir.Kendini gerçekleştirme ve olabileceğinin en iyisi olabilme nihaî hedefinin başlangıcı, ilköğretim sürecidir.İşte belirtilen nedenlerle ilköğretim özellikle de ilköğretimin ilk yılları insan hayatında çok kritik bir dönemdir.Disiplin ise eğitim sisteminin vazgeçilmez bir yapılaşmasıdır.

Disiplinden yoksun olan eğitim ve öğretimde, başarılı olmak mümkün değildir.Başarılı kurgulanmış ve kurumlaşmış disiplin sistemi, öğrenci başarısının temel desteğidir.Zayıflatılmış ya da katılaştırılmış bir disiplin sistemi ise öğrenim başarısını düşürmektedir.Okullarımızda dün olduğu gibi günümüzde de disiplin sorunlarının yaşandığı da bir gerçektir.Çağımızda çocuk haklarına duyarlılık ve müşteri memnuniyetinin temel değer hâline gelmesi, okullarımızda yaşanan disiplin sorunlarının çözümünü daha karmaşık ve hassas hâle getirmiştir.Zaman zaman eğitimciler, genelde de anne babalar, öğrencilere özgürlüklerinin sınırını çizmekte ve kuralların da kabul ettirilmesinde zorlayıcı olmaktadırlar.İç disiplinini kurabilen çocuk eğitimi ise hiç kolay olmayıp bilinçli bir eğitim istemektedir.Disiplin sorunlarının çözümünde başvurulan, önde gelen iki yöntem“söndürme” ve “bastırma”dır. Kullanılan araçlar ise ödül ve cezadır.Bu iki araçtan cezanın disiplin sağlamada kullanılmaması genel kabul görmektedir.Çünkü ceza, sorunu çözmez, geçici olarak bastırır.Baskı kalkınca sorun pekiştirilmiş olarak tekrar edecektir.Ancak alışkanlıklar ve kısa sürede etkisini gösterdiğinden ceza uygulamasından kolayca vazgeçilmemektedir.Diğer yandan disiplin sorunlarının çözümünde cezadan vazgeçildiği takdirde ders başarısının düşeceğinden kaygılanan çok sayıda yönetici, öğretmen ve anne ve babanın olduğu da bir gerçektir.

Oyun sonrası okul dönemi ve insan hayatının en karmaşık dönemi olan ergenlik dönemine denk gelen ilköğretim sürecinde, öğrencinin okul ortamında girdiği disiplin iklimi okul yaşantısı ve başarısını derinden etkilemektedir.İşte bu nedenlerle Millî EğitimBakanlığımız İlköğretimKurumları Yönetmeliklerinde disiplin cezasına yer vermemiştir. Onun yerini okul-aile iş birliği ve rehberlik servisleri almıştır.

Dengeli ve etkili bir disiplin sistemi, öğrenciye çalışma alışkanlığı kazandırmalı, öğrenme merakını köreltmemeli, sorumluluk duygusunu geliştirmeli, yaratıcı potansiyelinin ortaya çıkmasını engellememelidir. Diğer yandan aile ortamına, çevreye, öğrencinin kişisel özelliklerine, okula ve öğretmen tutumlarına bağlı olarak disiplin sorununun özellikle kentlere doğru artış gösterdiği de gerçektir.Bu durumda doğru ve etkili bir disiplinin sağlanması, çocuğu kaybetmeden disiplin sorunlarını çözmek okullarımız ve anne babaların ortak sorunudur.Bu noktada “Öğrencilere öğretmen ve anne babalar nasıl yaklaşarak onların sorunlarının çözümüne ve okul yaşantılarındaki başarılarının yükselmesine destek olabilirler?” sorusu karşımıza çıkmaktadır.

Sorumlu, yapıcı, dengeli ve asla öğrencinin cesaretini kırmayan(başarı=cesarettir) disiplin anlayışının uygulanması istendiği hâlde, alışılagelmiş davranışlara bağlı olarak disiplin kurmada ve sorunlarının çözümünde yapılan bir dizi yanlışlar ve yanılgılar vardır. Disiplinin anlamına geçmeden önce bu yanılgıların çarpıcı olanlarını bilmekte yarar vardır. Bunlar;

-Pek çok anne baba ve öğretmen, disiplin sorununu yalnız engelleyici kontrol edilemeyen taşkın ve zarar veren davranışlardan ibaret sanmaktadır.Oysa aşırı edilgen, utangaç, kontrollü ve iş birliğine kapalı davranışlar da disiplin sorunudur.

-Disiplin sorunu kabul edilen davranış yalnızca öğrencilerle ilgili bir sorun olmayıp anne baba, öğretmen gibi yetişkinlerin de sıkça yaptığı bir sorundur.

-Disiplinsiz davranışlar bir başkasını incitmek ya da zarar vermek için tasarlanmaz.Başarısızlık, incinme, karşılanmamış ihtiyaçlar ve reddedilme deneyimlerinin tekrarını önlemeye yönelik samimî girişimlerdir.

-Disiplin sağlamada hoşgörü rahatsız olunan ya da onaylanmayan davranışa kayıtsız ve ilgisiz kalmak değil, ona tahammül gösterebilmektir.

Bütün bu yanılgılardan ve yanlışlardan anlaşılacağı üzere doğru, dengeli ve etkili bir disiplin kurmak ve uygulayıcısı olmak için disiplinin ne anlama geldiğini iyi bilmek gerekir.

Disiplin iş birliğine kapalı, saldırgan ya da engelleyici tepkilere maruz bırakılmış insanların haklarını korumak, öğretici düzenli davranış ve yetkinlik kazandırıcı yetiştirmedir.Tanımdan anlaşılacağı üzere disiplin yalnızca uyulacak kurallar ve yaptırımlar listesi olmayıp başkalarının haklarını koruma, kuralları tanıma ve uyma, rehberlik desteğini içermektedir.

Öğrencilerde dikkati çeken ve aynı zamanda gözden kaçan bazı disiplin sorunları şunlardır:İnsanlara ve çevreye zarar verme, kaba konuşma, taşkın davranışlar ve engelleme, dinlememe, başarısızlıklarında başkalarını suçlama, okula karşı kayıtsızlık ve okuldan kaçma, aşırı utangaçlık ve edilgenlik, tırnak yeme, kibir, gösteriş, cinsel konulara aşırı ilgi, oyun oynamamak, sürekli yalnız kalma isteği, mükemmeliyetçilik gibi. Bu sorunlara dikkat edildiğinde karşılanmamış ihtiyaçlar, kendini güvende hissetmeme, sevgi eksikliği ve koşullu sevgiyle büyüme, değer duygusu yetersizliği, ilgi ve merak duygusunun köreltilmesi ve başarıyı tatmama gibi nedenleri tespit etmek mümkündür.

Anne-babaların disiplin sorunlarının bazıları şunlardır:çocuklara bağırmak, emretmek, hükmetmek, aşağılamak, şiddet uygulama, aşırı himaye etme, koşullu sevgi verme, kardeşleri paylaşma ve mukayese etme, teşekkür etmeme, özür dilememe, küsme ve geri çekilme, şımartma, çocukların kendilerini kontrol etmelerine izin verme, çocuklara özel zaman ayırmama, çatışmadan kaçınma, gereğinden azını verme, fazlasını isteme, çocuğa ve okuluna kayıtsızlık, zayıf evlilik ilişkisi. Anne-babaların disiplin sorunlarının temelinde ise yetişme koşulları, terbiye ediliş mazileri, sosyal çevre ve ana babalık eğitimlerinin yetersiz oluşları yatmaktadır.

Okulun disiplin sorunlarının bazıları şunlardır:kalabalık sınıflar, personel eksikliği, ilgi çekici olmayan programlar ve öğretme ortamları, öğrencilerin ilgi ve isteklerini dikkate almama, eğitsel faaliyetleri işler hâle getirmeme, zayıf yöneticilik, tutarsız kararlar, zayıf iletişim, anne-babanın yetersiz ve tutarsız katılımı, çalışanların yetersiz bağlılığı, motivasyon düşüklüğü, rehberlik servislerinin işlevsel olmaması, öğretmenlerin hazırlıksız ve plânsız derse girmeleri, sınıfının eğitim önderi olamaması, öğrencilere bağırmak, aşağılamak, hakaret ve fiziksel zedeleme, tutarsız tepkiler ve huysuz davranışlar, öğrencileri sevmemek, ayrımcılık yapmak, gözde öğrenciler yaratmak, teşekkür etmemek, aşırı kaygı, edilgenlik, hayır diyememe, kabul edilmez davranışlara karşı çıkmama, derse geç girmek, değişimden nefret etmek, öğrenciyi ödüllendirmeme, kapasitenin çok üstünde başarı beklemek, geç öğrenenlere sabırsızlık, davranışı değil kişiliği odak noktası olarak alma. Bunlardan geç öğrenenlere sabırsız davranmaya önemle dikkat çekmekte yarar vardır.. Çünkü geç öğrenen öğrencilere sabırsız davranıldığında, öğrenme hızlarına uygun program sunulmadığında, sınıf seviyesindeki öğrenmeleri gerçekleştiremez. Başarısızlık duygusu ve korkusu ile öz güveni gelişmez.Kendini kabul ettirmek için istenmedik davranışlarla kendini kabul ettirmeye ve statü arayışına girer.Ya da içine kapanık öğrenme etkinliklerine kayıtsız kalan öğrenci olmayı tercih eder. İlköğretim sonrası da kolayca sistem dışına itilecektir.Bu nedenle eğitimin bireyselleştirilmesi, öğrencinin öğrenme hızına ayarlanması, sınıf içi disiplinin sağlanması öğrencinin ileriki yaşantıları için hayatî önem arz etmektedir.

Diğer yandan bunların dışında sınıf içi kritik durumlar yaratan öğrenci disiplin sorunlarına karşılık öğretmenlerine ve okul yönetimlerine şunları önerebiliriz.

-İstenmedik öğrenci davranışı karşısında, öğrencinin kişiliği değil davranışı odak noktası alınmalıdır.Öğretmen bu davranış karşısında kendi hissettiği olumsuz duyguları ifade etmelidir. Böylece öğrenci kendini savunma durumunda kalmadan olumsuz davranışını kontrol etme yoluna gidecektir. Yani iletişimde “ben dili” kullanılmalıdır.

-Sınıf öğretmenlerince öğretim yılı başında uyulacak kurallar, öğrencilerle birlikte belirlenmeli ve yazılı olarak sınıfa asılmalıdır.Bu kurallara öğrencilerin ve öğretmenlerin uymaları sağlanmalıdır.Sınıf onur kurulları kurularak ortaya çıkan disiplin sorunları bu kurullarca çözülmelidir.Kurul görevlisi öğrenciler, aylık olarak değişmelidir.

-Okullarda ve evlerde “yaptırım odaları” kurulmalıdır.Bu odalar cezalandırma ve utandırma odaları olmayıp istenmedik davranışların üzerinde düşünüldüğü, saldıran ve saldırıya uğrayan kişilerin haklarının korunduğu, tarafların sorunun çözümüne katkıda bulunduğu odalar olmalıdır.

-Disiplin sorunu olan istenmedik bazı davranışlar bıktırıncaya kadar yaptırılmalıdır.

-Sevdiği ve hoşlandığı çalışmalardan, etkinliklerden mahrum bırakılmalıdır.

-İstenmedik davranıştan daha çok, istendik davranışlara iletiler gönderilmelidir.

-Çok kritik durumlarda öğrenci sınıf dışına alınarak yaptırım odasına gönderilmelidir.

-İstenmedik disiplin sorunu olan davranışlar, mutlaka öğretmence düzeltilmelidir.Ancak bu düzeltmeler uygun ortamlarda yapılmalıdır.Eğer bu ortamda bir çatışma ve yüzleşme gerekiyorsa öğretmen bundan kaçınmamalıdır.Fakat sonuçta iki tarafın da kazandığı ortak bir çözüme varılmalıdır.

-Eğer davranış dönemsel bir (ailede olağanüstü bir durum, ergenlik çalkantısı gibi) disiplin sorunu ise dönemin geçmesi beklenmelidir.

Disiplin sorunlarının çözümünde, eleştirme, şikâyet etme ve yargılama kolaydır.Ancak olumlu destek, tarafların iş birliği, içten denetimi teşvik, hoşgörülü, anlayışlı ve affedici olma olgunluk ister.Kendini çocuğun yerine koyarak onun duygu ve düşüncelerini anlamanın ve paylaşma (empati)nın çoğunlukla sorunun büyük bir bölümünü çözdüğü unutulmamalıdır.Diğer yandan çok gevşek ya da çok katı anne baba ve öğretmen tutumları, öğrenciye ilgisiz ve kayıtsız kalma, onu dinlememe, en büyük disiplin kurma yanlışlarıdır. Sevgi, saygı, sabır gösterilmeyen, ihtiyaçları karşılanmayan, hakları korunmayan, dinlenilmeyen çocuklar kendilerini dinleyecek ve onaylayacak, ihtiyaçlarını karşılayacak ortam ve grupları bulurlar.Ancak bu ortam ve grupların tehlikeli, kendileri ve toplum düzeni için tehdit oluşturabileceği unutulmamalıdır.

Gelecek binyılın dünya düzeninde insan ve birey hakları her şeyin üstünde ve merkezinde olacaktır.Dünyada çocuklarına ve gençlerine ulusal bayramlar armağan eden tek lider Başöğretmen Mustafa KemalAtatürk’tür.Bu karar bir tesadüfün eseri değildir.Çünkü bugünün çocukları ve gençleri, yarının anne babaları olacaktır.Onun hedef gösterdiği çağdaş dünyanın olgunlaşmış bireylerini yetiştirmek, anne baba ve okullarımızın ortak sorumluluğudur.Disiplin kurmada bilgi ve sevgi gücüne dayalı demokratik tutumun, evrensel geçerliliği unutulmamalıdır.

Fahri CÜREBAL-Yılaz Mızrak İlköğretim Okulu Müdürü Maltepe/İSTANBUL

YARARLANILAN KAYNAKLAR
1.Prof.Dr.AtalayYÖRÜKOĞLU, ÇocukRuh Sağlığı, Türkiye İşBankası Yay. 1986.
2.Prof.Dr. CavitBİNBAŞIOĞLU, EğitimPsikolojisi,Binbaşıoğlu Yayınları, 1978.
3.Prof.Dr.NuraySENEMOĞLU,GelişimÖğrenme ve Öğretim,ÖzsenMatbaası, 1998.
4.Melek TATAR, MEB EğitimSanatKültür Dergisi 1996, sayı 131.
5. TonyHumphreys, DisiplinNedirNe Değildir,Epilson Yayıncılık, 1998.
6.İlköğretimKurumları Yönetmeliği MEB Basımevi 1997.

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: