Seminer Notlarım-(Değer Odaklı İletişim)

Geçen hafta  Nurdoğan Arkış’ın  seminerine katıldım. Seminerin konusu “Değer Odaklı İletişim” hakkındaydı.

 

En başta, ‘değer’ kavramının tanımı için vurgu yaptığı nokta, değerler bireysel olarak belirlenir dayatılamaz idi. Konuşma boyunca da  bu tezini savundu.

 

Bir değeri, kişi içselleştirmediğinde toplumun da içselleştirmesini zorlaştırıyor aslında. Seminerden örneklerle açalım konuyu.

 

Hocamız ödül en büyük cezadır diyerek anlatmaya başladı. Bir çocuğun kitap okumasını istiyorsan ona ödül sunmayacaksın. Bir saat televizyon izlemek için bir saat kitap okuma şartı konulursa, çocuk televizyon izlemek için kitabı okur ancak izlemek istemediği bir gün de kitaba el sürmez. Burada kitap mı değerlidir televizyon mu diye düşünmek gerekiyor. Koşullarına göre tv izlemenin yolu kitaptan geçiyorsa o, çocuk  için sıkıntılı bir zorunluluk halini alır keyif de alamaz eyleminden.

 

İyi not aldığında ödüllendirmek de aynı şeydir. İyi not alıp sınıfı geçmek ve ödüle kavuşmak için çalışır ama özünde kendini geliştirmek, öğrenmek için değildir çabası. Bu sistem, öğrencide öz benliğin değerinden çok, başarılarının önemli olduğu algısı yaratır.

 

Bir başka önemli nokta da herhangi bir değerin, değer kabul edilmesi için öncelikli olarak şu soruyu sormak gerektiği şeklinde anlatımına devam etti. Ben bu değeri her zaman her durumda herkese karşı uygulayacak mıyım?

Nurdoğan Hoca bunu aşağıdaki örnekle açıklıyor. 

 

Temizlik ve hijyen önemlidir. Bunu toplumsal bir değer olarak kabul eden bir kişi evini, lavabosunu temiz tutuyordur. Burada gerçek değerden söz edebilmek için kişinin bunu her koşulda sağlıyor oluşuna bakmak gerekiyor. Ortak kullanım alanlarında bulunan lavaboyu da aynı şekilde temiz kullanıyor mu? Araba ile yolda giderken pet şişeyi yola fırlatı
yor mu? Eğer bunları yapmıyorsa o zaman gerçek bir değer kabul edebilir miyiz? diye sordu.

 

Toplumdaki en önemli sıkıntılardan bir tanesi budur. Bir değer, her zaman her durumda her kişi için uygulanınca gerçek bir toplumsal değere dönüşür. Kişiye veya duruma göre değişiyorsa, o içselleşmiş bir değer olarak kabul edilmemektedir.

 

Seminer uzun konu genişti,  güç odaklı iletişim,  güce dayalı benlik algısı oluşturma gibi pek çok konuya değinmişti Nurdoğan Hoca ama benim aklımda en çok bu kaldı. Belki de seminer sonrası eve dönerken trafikte geçiş hakkı sağlamayan sürücüler yüzünden ya da otomobilin camından yola pet şişe atan sürücüyü bu seminerden 5 dakika sonra görmüş olduğum için yüreğimde oluşan kekremsi tat yüzünden olabilir.

 

Sizlerin de bu konuda fikrini almak isterim aslında. İçselleştirmiş olduğunuz en önemli değerin ne olduğunu yorumlarda belirtebilirsiniz.

 

Sevgilerimle

Dilek Söylemez

 

** Nurdoğan Arkış kimdir sorusunun cevabını buradan öğrenebilirsiniz.

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: