Çocuğa Suçluluk Duygusu Hissettirmek Nelere Yol Açar?

Suçluluk duygusu ebeveyn tarafından genellikle farkında olmadan çocuğa aşılanır.  Peki, suçluluk duygusu çocuğa hangi davranışlarla verilir ve ne gibi sonuçlara yol açar?

SUÇLULUK DUYGUSU

Türk Dil Kurumu suçluluk duygusunu; ‘kişinin ahlaki, dinî kuralları çiğnediğini sezmesi sonucu bilinçli veya bilinçsiz olarak kapıldığı ve kendisiyle ilgili değer yargılarını sarsan duyguyu’ suçluluk hissi olarak tanımlar.

Bu tanımdan hareketle, suçluluk hissine kapılmış bireyin kendisini kötü ve değersiz olarak algılaması muhtemel sonuçtur.

AYIP-GÜNAH

Ailenin değer yargılarına aykırı bir davranışta bulunan çocuk için ‘Yaptığın çok ayıp’, ‘Bu çok günah Allah baba seni çarpar’ , ‘Ayıp şeyleri kötü kişiler yapar’ gibi söylemler suçluluk tohumlarını eker.

Özellikle anne babalar çocukların kimlik gelişimi açısından suçluluk hissi yaratacak davranışlardan uzak durmalıdırlar. Nedir bu davranışlar?

Yaş dönemi itibari ile kendinden büyüklerin söylediklerini mutlak doğru olarak algılayan bir çocuk, bu söylemleri hiçbir bilişsel süzgeçten geçirmeden olduğu gibi kabul eder.

Sonuç olarak ‘Benim yaptığım şeyler doğru değil, ayıp şeyler yaptığım için kötü biriyim’ algısı oluşur.

Suçluluk derinlerde bireyi huzursuz eden bir duygudur. Ancak her seferinde tekrar eden bir olgudur da. Kişi bu histen kurtulmak için bazı davranışları tekrar eder ve her yeni davranış suçluluk duygusunun daha da artmasına sebep olur.

ÖRTÜK SUÇLULUK

Suçluluk kelime anlamının yanı sıra bazı ailelerde çocuğa doğduğu andan itibaren yapılan bilinçdışı aktarımlarla da oluşur. Örneğin:

‘Senin doğumundan sonra ben çok hastalandım’

‘Sana bakabilmek için işimden ayrıldım’

‘Babanla eskiden iyi geçiniyorduk, ne olduysa sen doğduktan sonra ilişkimiz bozuldu’

‘Senin yüzünden işe geç kaldım’

‘Senin yaramazlığın yüzünden babanla tartıştık’

Bir sohbet sırasında nasıl algılanacağı düşünülmeden yapılan ya da doğal olarak söylenen bu tür söylemler çocuğun doğduğu an dâhil olmak üzere varlığı ile ilgili suçluluk hissetmesine ve en nihayetinde kendini değersiz algılamasına neden olur.

            ÖNLEYİCİ TUTUMLAR

Çocuğa kazandırılmak istenen ahlaki değerler ayıp- günah gibi soyut kavramlar üzerinden değil daha somut ve davranışa yönelik olarak açıklanmalıdır.

Davranışa vurgu yapılmalıdır, çocuğun kişiliğine değil.

Anne babaların söyledikleri her cümle, kendi değer yargılarından ve yaşadıkları durumların kendilerinde oluşturduğu duygulardan bağımsız olarak kurulmalıdır. Bunu sağlamak da ebeveynin kendini tanıması ve kişisel hassasiyetinin farkında olması ile mümkün olur.

(Çocuk psikolojisi hakkında sorularınız için uzman@dileksoylemez.com adresine mail gönderebilirsiniz. Konu hakkında daha fazla bilgi için Google Play uygulamasından  YETERLİ ANNE BABA  e-kitabımı indirebilirsiniz.)

Sevgilerimle

Dilek Söylemez

Psikolojik Danışman

İletişim: www.dileksoylemez.com

www.instagram.com/dileginimgeleri

Hakkında dileksoylemez

Yazar, 2002 yılında İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olmuştur. Evli ve 2 çocuk annesidir. Hakkında detaylı bilgiye http://www.dileksoylemez.com/hakkimda adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

%d blogcu bunu beğendi: